Çevremde CHP li olmayan neredeyse kimse yok. Ayrıca CHP nin
etkinliklerine de zaman zaman katılırım, çünkü ben de CHP liyim. Karaoğlan’ın
partisini bıraktığı gün ben de eski partimi desteklemeye geri döndüm. Elbette
ki aktif politikaya hiç bulaşmadım ama gönül işte ne de olsa Atatürk’ün
partisi.
Katıldığım son toplantılardan birinde gerek kürsüden verilen
mesajlardan gerekse birlikte oturduğum masadaki konuşmalardan birden gözlerim
açıldı. Sorumluluk partide değildi. Partililerdeydi. Neden mi? Bakın anlatayım.
CHP liler genelde bireysel çabalarıyla biryerlere gelmiş
kişiler. Neredeyse tamamı ortaksız kendi işlerini yapıyorlar. Birleşme
kültürleri yok. Vizyon sahibi değiller ellerindekini kaybetmemek onlara
yetiyor. Bulundukları konum Everest zirvesi değil elbet ama küçük bir tepede
oldukları halde kendilerini Everest zirvesinde düşünüyorlar. İktidara gelmeyi
bu insanlar mı hayal edecek ve hedef alacak. Geçiniz.
Partide görev alanlar sadece kendi yaptıklarıyla övünüyor ve
her lafın başında “ Ben partideyken…” diye başlayan övünmelerle şişiniyorlar.
Başkalarının yaptıkları ise hep “tu kaka” hemen hepsi kırgın ve küskün. Kimi
yerel yönetime giremediği için, kimi ilçe, kimi il başkanı olamadığı, belediye
başkan adayı yapılmadığı veya milletvekili listesine yazılmadığı için. Bunlar
mı memleketi kurtaracak. Geçiniz.
Hepsi CHP nin çatısı altında ulusu kurtarma peşinde ama o
kurtarıcının kendisi olma şartıyla. CHP liler başkalarını hiç mi hiç beğenmiyor
varsa yoksa kendileri. İnsanlar elbette ki başarma peşinde olmalı ama bu başarı
artık birlikteliklerle, teşkilatlanmayla ve ortak çıkarlar ortak akılla ve
disiplinle elde edilebiliyor. Bu dağınık ve başıboş partililer mi CHP yi
iktidara taşıyacak. Geçiniz.
Söyleyin bana nerede bir CHP lilerin kurduğu AVM var gidip oradan
alışveriş yapayım. Söyleyin bana nerede CHP lilerin kurduğu bir eğlence yeri var
orada eğleneyim. Söyleyin bana Halk TV nin dışında hangi TV var orayı seyredeyim.
Yok çünkü zamanında paranın güç olduğunu keşfedemedik. Parayı küçümsedik ve bu
hala böyle devam ediyor. Bizleri “yeşil sermaye” denen ve onların güçlerine güç
katan para kaynaklarına bizi dolaylı olsa da CHP liler mahkûm etmedi mi.
İş
bankasının yönetimi ile bağımız var ama bankamız yok ne acı. Bankaların tamamı
ya yabancıların ya da yeşil sermayenin. Nasıl kırılacak bu kısır döngü.
İktidarın vereceği hazine yardımıyla mı partimizi ayakta tutacağız. Kaç üye
aidat veriyor. Geçiniz.
CHP seçmeni korkuyor çünkü korkutulmuş durumda . Partililer
duyuyorum belediye meclislerinde bile işbirliği yapıyorlarmış. Bunlarla mı yola
devam edeceğiz. Geçiniz.
Aslında hangi partiden olduğumuz önemli değil biz her birimiz Ulusumuzun temsilcileriyiz.
Ata sözlerimizle yaşarız. Yılanların bana dokunmamak şartıyla bin yaşamalarını
temenni ederiz. Duymaz, görmez ve konuşmaz üç maymunuz. Kimsenin yüzüne karşı
durmayız arkadan konuşuruz.
Mertçe vuruşmak bizim işimiz değildir. Düello yapmaz, pusu
kurarız. Gelene ağam gidene paşam deriz. Beleş bulduğumuz şey bizim için çok
değerlidir. O beleş için taklalar atar şınav bile çekeriz. Arap eli öpmekle
dudaklarımız aşınmaz bizim, o yüzden en büyüklerimiz bile Arap eli öperler.
Kendi hiçliğimizi biliriz ama bunun söylenmesine dayanamayız. Velhasıl biz Türk
milletiyiz. 60 yıldır AB kapısında kapıcılık yaparız ama içeri giremeyiz. Biz
AKP lisi ile CHP lisi ile MHP lisi ile HDP si ile hep aynıyız. Hiç değilse
onların mazeretleri var. Ne yapmaya karar vermişler ve yapıyorlar. Tabanları da
cahil aldatılmaya müsait diyelim. Bizim mazeretimiz ne peki. Geçiniz efendim
geçiniz. Sorun CHP de değil CHP lilerde.