7 Eylül 2013 cumartesi öğleden sonra, hangi kanalı açsam olimpiyat seçmeleri. Meğer ülke kaynayıp dururmuş da benim
haberim yokmuş. Olimpiyat ateşi bizim medyayı yakarmış da ben üşüyüp
dururmuşum. Hele bir de başbakanı bu konuda canlı yayında görünce onun yüzünün
olmadığı bir çocuk kanalına kadar zap üstüne zap yapıyorum.
Sonra son dakika müjdesi her kanalda
yanıp sönüyor. “İspanya elendi finalde Tokyoyla başbaşa kaldık”
Hemen 1964 Tokyo olimpiyatlarının Abidin
Dinonun yönettiği filmi geliyor aklıma. Defalarca seyretmiştim, yine bulsam
seyrederim.
Aman bir kıyamet bir kıyamet, yağ
çekecek ya bizim medya “çantada keklik” gibi müjdeler veriyorlar. Bizim medya
için kolay; olmadı çarkediverirsin. Melih Gökçek de bir politikacı ve yüzsüz onun
için yüksekten atmasını normal karşılıyorum. Ama basının daha ihtiyatlı olması
gerekmez mi? Neden mi?
Daha dün 20 yaş altı futbol organizasyonu yapmışsın. Ne kadar övünsen de seyirci yok, neredeyse üste para vereceksin ama kimse maçlara gelmiyor, Akdeniz olimpiyatları yapıyorsun durum aynı.
Daha dün 20 yaş altı futbol organizasyonu yapmışsın. Ne kadar övünsen de seyirci yok, neredeyse üste para vereceksin ama kimse maçlara gelmiyor, Akdeniz olimpiyatları yapıyorsun durum aynı.
Dünya çapındaki atletlerin Afrikadan,
geri kalanı sürekli dopinkli. Halkın sadece kazanmaya şartlandırılmış, yarışma
ruhunu takdir eden yok. Kazanmak için her türlü pis işe hazırız. Naim
Süleymanoğlunu bile Bulgaristandan parayla almadık mı?
Tanıtım filminle ülken aynı değil.
Yılmaz Özdil ne güzel yansıtmış. “Takiye olimpiyatları olsaydı mutlaka
kazanırdık” diye.
Hiç dostun kalmamış, dış politikan
yerlerde sürünüyor, içerde biber gazı kahramanı polisin, Suriye’ile savaş için
çığlıklar atıp darbe yaptırmaya çalışıyorsun, Mısırda darbe yapanlara savaş
açmaya çalışıyorsun. Tezatlar, çifte standartlar, dünyanın gözü senin ve
dolayısıyla benim, bizim üzerimizde ve kaşlar çatık. İnsan hakları ihlallerinde
lidersin, ekonomin çatırdıyor ve olimpiyatlara talipsin. Son büyük oy hayalleri
nihayet saat 23 civarında uçup gidiyor. Tokyo, Olimpiyatları ikinci kez alırken
Türkiye beş tane sıfırı alıyor. Umarım ayaklar yere basmıştır.
Bilgin Gökberk tam isabet eden bir laf
söylüyor. “sen olimpiyat için taşa toprağa betona yatırım yapıyorsun insanın
olimpiyata hazır değil ona da yatırım yapmalıydın.”
İlk cümlede 7 Temmuz yazmışım. Sevgili Mehmet Emre Kalaycı'nın uyarısı ile Eylül olarak doğrusunu yazdım. Emrenin dikkati çok defa yanlışlarımı düzeltmeme yardımcı olmuştur. İyi ki onun gibi dikkatli bir okuyucum var. Teşekkür ediyorum.
YanıtlaSil