SEKA Tarihi Türk Müziği Topluluğu.
Her sanat dalı gibi müzik de insan ruhunun en güçlü
dışavurum araçlarından biridir. Üstelik en kolay ulaşılabilenidir de. Resim
için tual, boya, fırça, Heykel için birçok malzeme, Tiyatro için sahne, senaryo
ve bir yazar gerektiği halde Müzik için sadece her insanın doğuştan sahip
olduğu ses bile yeterlidir.
Tarihsel gelişimi içinde müziğin çok eskilere dayandığı
apaçık bir gerçektir. İlk enstrümanın icadıyla müziğin de gelişimi ve evrimi
başlamıştır. Arkeoloji bilimi taşlara
kazınmış resimlerden müziğin binlerce yıllık geçmişini anlatmaktadır. İlk
enstrümanların nefesli sazlar ve davullar olduğunu bu resimlerden anlıyoruz.
Elimizde bulunan en eski buluntu milattan önce 3000-2800 yıllarına tarihlenmiş
ve ABD Filadelfiya Müzesinde saklanan kamıştan yapılma neydir. .
İnsanın yaşadığı her yerde, her toplulukta ve her dilde
müzik kendi farklı gelişimini ve evrimini gerçekleştirmiştir. Türk toplumunda
da bu böyle olmuştur. Zaman içinde müziğin tonları, ritimleri ve makamları
gelişirken yeni yeni sazlar ve bu sazların akortları da keşfedilmeye devam edilmiştir.
Türk müziği de tarihin karanlıkta kalmış sayfalarına kadar
uzanır. Ne yazık ki müziğimiz de pek çok ülke müziği gibi kulaktan kulağa meşk
yoluyla yaşamını sürdürmeye çalışmıştır. Birçok toplum gibi Türkler de müzik
yazısını keşfetmeye çalışmış olsalar da bu çabalar pek de başarılı olamamıştır.
III Selimin teşviki ile Hamparsum Limonciyan adlı bir Ermeni vatandaşımız kendi
adıyla anılan nota sistemini geliştirmiş ve pek çok eser bu sayede kaybolmaktan
kurtulmuştur. 1350 yıllarında batının keşfettiği nota sistemi ise Donizetti
paşa tarafından Türkiye’ye getirilmiş ve Hüseyin Saadettin Arel ve Dr. Suphi
Ezgi’nin çabaları ile müziğimize adaprasyonu
sağlanmıştır.
Müziğimiz altın çağlarında pek çok makamın ve usulün
keşfedilmesi ile zirvelere çıkarken Hacı Arif beyle birlikte şarkı formuna
ulaşmıştır. Bu aynı zamanda hızlı bir üretim ve hızlı tüketim döneminin de
ortaya çıkmasına neden olmuş, kulaklar ve yürekler hep yeniye ve daha yeniye
yönelirken pek çok eser tarihin derinliklerinde tozlu raflarda kalmış ve
unutulmaya yüz tutmuştur.
Ülkemizde çok az sayıda topluluk bu eski ve tarihi muhteşem
eserleri toplumun belleğine yeniden sunma çabasına girmiştir. Bu topluluklardan
biri de 2012 yılında Neyzen Dr. Erdoğan Akkanat tarafından kurulan
topluluğumuzdur. Bu toplulukların çabaları çok değerli ancak yetersizdir. Her
ilde yüzlerce koronun yanında birer de tarihi müziğimizi yaşama döndürmeye
çalışan toplulukların olması ve büyük destek görmesi gereklidir.
Bizlerin bu çabası birçoklarınca eski ve sıkıcı gelebilir.
Oysa farklı dönemlerde insanların kullandığı dil, duyguların ifade şekli, insan
ilişkilerinin zarafeti işte bu melodilerdeki gizli tarih sayfalarındadır.
Topluluğumuz hemen her hafta bir eseri seslendirmekte kayda
almakta ve sosyal medyada notasıyla birlikte yayınlamaktadır. Elbette ki kayıtlarımız profesyonel kayıtlar
değil ama yine de meraklısına bir fikir verecek düzeydedir.
Zaman zaman bu müziğe gönül ve destek veren kurumlar adına
konserler vermekteyiz. Bu konserlerde büyük kalabalıklar yerine rafine zevki
olan seçkin davetlilere hitap etmeyi tercih ediyoruz. Amacımız olabildiğince
eskilerden günümüze kadar uzanan zaman perspektifinden eserler seçmek ve
sunmaktır.
Tad alacağınız kolaylıkla ulaşma şansınız olmayan bir konser
izlemek istiyorsanız. Topluluğumuzun web sayfasından ve Kocaeli Ticaret Odası
İnşaat Mühendisleri Kocaeli Temsilciliği ile temasa geçmenizi öneririz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder