MUNCUSUN.
Kafamın bir tarafında hep eski yaşadığım yerleri özlemek,
oraları ne yapıp edip bir defa daha görmek fikri yaşar. Fırsat buldukça da
gerçekleştirmeye çalışırım. Sanırım bunun asla gerçekleşemeyeceği bir yer var o
da Van. Malum, terör bunu engelleyen en önemli şey.
Yakın köşedeki oda bizim üç ay yaşadığımız yerdir. |
Kayseri birden fazla gittiğim çocukluk günlerimin geçtiği
yerdir. Yine de ayrıntılara ulaşmak son derece güç oluyor. Bu defa eşimi de
alarak ve daha rahat hareket etmek için kendi arabamla onca yolu göze aldım.
Şehir dışında Gesi ve Muncusun gitmek istediğim yerlerdi. Yola
koyulduk.
Şehirdeki değişim öyle muazzamdı ki eğer kale, camiler ve
kümbetler olmasa en fazla 5 yıl önce gittiğim Kayseride kaybolmak işten bile
değildi.
İlerdeki kapı odamızın kapısıydı. |
İlk defa Muncusun ve Gesi için yol tarifleri aldım. Çevre
yolları, viyadükler ve kavşaklar öylesine karmaşıktı ki şehirden çıkmak da bir
sorundu. Neyse ki tabelalar ve biraz da içgüdü ile Sivas yolundan şehri terk ettik.
Yine de yol sormadan köy bulmak kolay değildi. Karizmayı çizdirmek pahasına
sordum. Ama küçük bir sorun vardı ben MUNCUSUN diyordum onlar düzeltip MANCUSUN
diyordu. “aklımda yanlış kalmıştır diyerek yeni adı “Yeşilyurt” olan köye doğru
yöneldik.
O zamanlar bize çok görkemli gelen merdivenler artık bir harabe |
Köye girerken artık kendimden ve hafızamdan emin değildim.
Aklımda kalanla örtüşen tek bir görüntü yoktu. Köyün dar, karmaşık, inişli
çıkışlı ve yer yer de traktörler tarafından kapatılmış yolları çok ama çok
yabancıydı. Akıl sağlığımı kaybettiğimi düşünmeye başladım. Köylülere sordum
onlar da bilmiyor. Sonunda yaşlı bir teyze aradığım yerin GÜNEŞLİ diye bir yer
olduğunu söyleyip de köyün labirent sokaklarından nasıl çıkacağımızı tarif
edince derin bir nefes aldım ve moralim düzeldi. Köylerin isimlerini neden bu
kadar sık değiştirirler onu da anlamış değilim ya neyse.
Bu defa da GÜNEŞLİ yolunu bulmak problem olmaya başladı. İki
iş yerine uğrayıp sordum. Bu sorduğum insanlar da meğer Suriye’li imiş. Sonunda
bir benzinci bizi doğru yola yöneltti de ben de MUNCUSUN’u bulabildim. Köyler
şehirler kadar büyük değişimlere uğramıyor. Zaman buralarda donuyor ve bellekte
kalanlarla büyük ölçüde örtüşüyor.
Karakol binasının Güneybatı köşesi. Babamın makam odası bu rasıydı |
Meydan çeşmesi aynı yerde ama bir hayırsever düzenleme yaptırmış. |
62 yıl geriye giderek hayatımın 3 ayının geçtiği artık
tamamen terkedilmiş olan jandarma karakol binasını fotoğraflamaya başladım. Her
ne kadar burada tek bir odada kocaman bir aile, sıkıntılı günler yaşamış olsak
da yine benim hayatımdı ve seviyordum. Burada bize uzaydan gelmiş gibi
davranırdı akranlarımız. Hatta geldiğimiz yerde (Konya) güneşin rengini bile
soran çocuklar olmuştu. Kızkardeşim Yüksel burada (y) dediği (r) den kurtulmuş
ve bu karakol binasının duvarında otururken PARA demeyi başarmıştı. Vurduk köyün
sokaklarına tek tek aynı kalanları ve değişenleri görerek iki ayrı zaman
dilimini üstüste bindiriyordum. Artık
süslü bir kaldırım olan yerde çeşmenin akarı vardı ve biz burada adeta maket
şehirler kurar su çarkları değirmenler ve evler kurardık. Öylesine ciddiye
alırdık ki on kadar çocuk hiç ses çıkarmadan kavga etmeden saatlerce işimizi
yapardık. Köyün hemen her bahçesinde dalların taşıyamayacağı kadar çok yetişen
ve inanılmaz lezzetli kaysılarından hastalanacak kadar çok yerdik.
Muncusun hatırası. |
Muncusunlular bu garip konuklarla hemen ilgilendiler. Geliş
sebebimizi anlatarak anılarımı paylaşmaya çalıştım bizimle ilgilenen, sonra da evine
çaya davet eden köyün öğretmeniydi. Ne yazık ki zamanımız yeterli değildi.
Ayaküstü hafızamızda kalanları paylaştık ama onlar çok gençti ve bizi de
anımsayan kimse olmamıştı.
İçimdeki özlem ateşinin üzerine kocaman bir kova su atmış ve
rahatlamış olarak gönlümün şarkısını söyleyerek dönüş yolunu tutturduk. Çok
zaman kaybetmiştik ve gün sona ermeden verdiğimiz bir sözü yerine getirmek için
şehrin karmaşık labirentlerine daldık. Neyse ki birkaç yanlış kavşak, birkaç
sonuçsuz denemenin sonunda aradığımız akrabalarımızın evini bulduk. Karseri’de
daha çok gidecek yerim vardı. Ve gidecektim de….
1873 yılında yapılan bir Muncusun Evi. |
Kim bilir kaç defa bu kapıyı çalmış ve Adviye teyzenin sarımsaklı ketesinden yemişimdir. |
Değişmemesini dilediğim bir tarih daha en az 250 yıllık. |
Sayın Vural Atılgan Bey, Facebook. ta Güneşli den KAYSERİ Erciyes ve Güneşli kasabası Muncusun sayfalarına üye olabili r siniz, orada çokça eski ve de yeni resimler sizi bekliyor. Selâmlar.
YanıtlaSilVural Bey ayrıca youtube.com Da muncusun güneşli kayseri olarak ararsanız birçok yeni ve eski videolar da bulabilirsiniz, sizde de o tarihlerden resimle r varsa tabiiki bizlerle paylaşırsanız bir tarihe de ışık tutmuş olursunuz. hürmetler. Halit Taner Turan.
YanıtlaSil