Domuzlara
ne oldu?
Zıraatçıların
anlattığı hoş bir hikâye vardır. Sizlerle paylaşmak istedim.
İlin
birine genç ve çalışkan bir Zıraat Müdürü atanır. Hemen kolları sıvar ve ilin
zıraat faaliyetleri ile ilgili dosyaları taramaya başlar. Yaban domuzları ile ilgili
dosya ilgisini çeker. Her yıl yaban domuzlarının sayımının yapıldığını ve her
seferinde 150 adet kayıtlı domuz olduğunu görür. Hayret eder. Domuzlar hızla
artan, bir defada 6-12 arası yavru yapan hayvanlardır. Nasıl olmuştur da
bunların sayısı her yıl aynı kalmıştır. Müdür bu sayının uydurma olduğunu hemen
anlar ve yardımcısını çağırarak hemen bir ekip kurulmasını ve arazide tespit
yapılmasını ister. Yardımcısı deneyimli bir memurdur ve müdürüne.
“Müdür
bey başınıza iş açacaksınız. Bırakın, aynı sayıyı istatistik belgesine yazalım
gitsin. Hepimizin başını ağrıtırlar sonra.”
Müdür
dürüst ve çalışkan dosdoğru bir insandır. “Olmaz, gerçek domuz sayısı bulunacak
ve Ankara'ya bildirilecek.” Der ve kesip atar.
Emir
bu, hemen bir ekip kurulur. Dağ bayır dolaşılır aylarca sayım yapılır ve domuz
sayısının 500 olduğu tespit edilip Ankara’ya bildirilir.
İvedi
bir emir birkaç gün sonra müdürün önündedir. “Aradaki fazlalık 350 domuz
sayısının nedeninin bildirilmesi ve derhal ideal sayı olan 150 adede
düşürülmesi için çalışmaların başlatılması ve sonucun bildirilmesi”
Müdür
güç durumdadır. O kadar iş güç arasında bir de bu ortaya çıkmıştır. Kara kara
düşünürken bıyık altından gülen yardımcısı yardım elini uzatmaya karar vererek
çözümü söyler.
Domuzlar
kurulan ekiplerle komşu ilin sınırlarına kadara kovalanacak ve 350 adedi komşu
ile sürülecektir. Tabii kağıt üzerinde. Ankara’ya böyle yazılır. Şimdi komşu il
düşünecektir. Ama onlar çözüm için zaten deneyimlidirler, onlar da daha
doğudaki ile, doğudaki il daha doğudakine domuzları kovalar. En son da en
doğudaki il 350 domuzu komşu devletin sınırlarından dışarıya kovar ve 350 yaban
domuzundan Türkiye kurtulmuş olur.
İşte
Türkiye’deki işler zaman zaman böyle yürür. Her duyduğunuza her okuduğunuza bir
de bu hikâyeyi anımsayarak kafa yorun. Duymak istediğiniz, bilmek istediğiniz
neyse o hoşunuza gider mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder