Birkaç gündür
partili dostlarımı ziyaret ediyor ve fikirlerini almaya çalışıyorum. Başta CHP
liler olmak üzere AKP ve MHP liler oldukça suskun ve olayların nasıl olup da
bir tsunami gibi üzerlerinden geçtiğini kavrayamamış durumdalar. Açıkçası bu üç
büyük partinin işin az çok içinde olanları büyük utanç içinde. MHP liler
Bahçelinin tüm engelleme çabalarına rağmen olaylara katılma gayreti içinde olmuşlar.
Partilerine ve Bahçeliye öfkeliler.
CHP liler adeta
kaybolmuş hissediyorlar kendilerini. Daha önce de duyduğumuz “Cankurtaranın
arkasına takılan araba” gibi hissediyorlar partilerini ve yaşlısı genci
olayların içine partili kimliklerini geride tutarak girmişler ve bunu
partilerini aşmak olarak görüyorlar. Yani sade vatandaşlığın dayanılmaz
hafifliği ile.
AKP liler ise
oldukça öfkeliler. Olayların bu noktaya gelmesinden aşırı uçları falan
suçlamıyorlar. Suçu liderlerinde buluyorlar ve RTE den rahatsız olduklarını
açıkça söyleyebiliyorlar. Onlar da RTE nin adeta boyunlarına tasama takmış
olduğunu hissediyor ve bundan çok rahatsızlar. Abdullah Gül aniden reyting
yapmaya başlamış aralarında. Bülendin adını da duymak istemiyorlar. Partiyle
yakın ilişkileri olan biri bu olaylarda perde arkasında onun olduğunu sonra da
iyi polisi oynayarak partinin irtifa kaybetmesine neden olduğunu söyledi.
Olaylar bu
noktaya geldikten sonra parti kavramı bir anda silinip gidiyor. Eminim ki şu
anda bir parti çıkıp bu kalabalığa hitap edebilse tıpkı 2003 deki gibi tüm oyları
silip süpürür.
Haa bir de şu
var “Tekerlek kırıldıktan sonra yol gösteren çok olurmuş” bizim kimseye yol
falan gösterdiğimiz yok çünkü köy karşıda ve görünüyor. Bir de euronews in yorumu var ve benim
gözlemlerimle tamamen örtüşüyor. Zaman gazetesi muhabirinin demeci de ilginç. Bakalım neler olacak. http://www.ulusalpost.com/haber/ulusal-haber/cemaatci-yazardan-erdogana-sok!/10651.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder