23 Ocak 2012 Pazartesi

"Doğal Denge Bozuluyor" mu gerçekten.

    Televizyonda kocaman adamlar konuşuyor. Konu doğal dengenin nasıl ve ne kadar bozulduğu. Sanırım konuklardan bazıları da konunun pek aşinası değil. Neyse ki yıllardır söylenen şeylere epey kulak kabartmışlar ki nerdeyse 40 yıldır söylenenleri şimdi daha güzel cümlelerle söyleyebiliyorlar ama yeni bir şey yok.
    Malum biz (yani ben) orman mühendisi olarak yetiştirildik ve bu mesleğe emek verdik. İlk yıllarımızda bir şeyi çok iyi bilirdik. Ağaç kesmeyi. Göğsümüze madalya takmak gerekseydi bunu en fazla ağaç kesene takarlardı. Tıpkı en fazla öldürenlerin en kahramanlık madalyasını aldığı gibi.
    Sonra birden yaptığımızın yanlış olduğu söylenmeye başlandı. Hadi bakalım şimdi trend değişti. En iyiler en çok ağaç dikenler oldu. Yani şimdi ağaç kesip ülkenin odun ihtiyacını karşılamış olanlar "Çevre kaatili" olarak özel yetkili mahkemelerde mi yargılanacak. Hayrettin beye göre öyle.
    Tv de tartışma sürüyor, Tabiatın veya Doğanın dengesinin bozulması aynı eski fikirlerle, ama yeni cümlelerle hararetle sürüyor. Sanki Dinozorların yok oluşundan bile insan oğlu sorumlu (insan kızlarını bilerek katmıyorum zaman uysa da onlar bu savaşa katılmamışlardır. O zamanlar kadın savaşçılar sadece Amazonlardı) Yahu insaf be dinozorlar yok olduktan 60 milyon yıl sonra insan dünyada ilk defa görülmüş. Adem ile Havva o yıllarda cennetten kovulmuş olmalı.
    Yahu kardeşim doğanın dengesi neden ve nasıl bozulsun. Bu iki kollu bakkal terazisine benzer. Sen bir kefeye bir şey koyarsan doğa da hemen öbür kefeye birşey koyar ve anında dengeye getirir. Sen bir şeyi kaldırırsan doğa da karşı kefeden bir şey kaldırır ve denge yine yerine gelir. Aslında dengeyi ne insan ne de başka bir hayvan bozamaz. Terazinin kefesine kim ne koyar veya kaldırırsa doğa da karşı kefede aynı şeyi yapar.  Şimdi dünyanın kefelerinde çok şey var ve dengede diyelim. Marsta hiç birşey yok orada dengede değil mi. Terazi boşken de dengede durmuyor mu.
    Valla adamlar üşenmemiş saymışlar günde bilmem kaç tür yok oluyormuş. Peki o kadar tür bir kefeden yok olunca öbür kefeden neler kalkıyor bilen var mı.
    Bir de neden biz hem ahkam kesiyor hem de ha bire terazinin kefesinden birşeyleri kazımaya devam ediyoruz.
   Söyliyeyim. Kendi rahatımız için. Kimse diyormu ki arkadaş ilaçlamaya boş verin. Doğanın dengesi bozuluyor. Biz sivrisineklerle, farelerle, yılanlarla, çakallarla, kurtlarla birlikte gül gibi yaşarız. Böylece dengeler de bozulmaz. Gülüyorsunuz değil mi. "Hadi be olur mu öyle şey, kel alaka." Demez misiniz?Açık oturumdakilere bunu söyleyen olsa onlar da ezberi bozup öyle diyecekler de bunu soran yok. Aslında var. Hemen e posta gönderiyorum ama okunmuyor. Tabii, formata uygun değil çünkü.
    Kutup ayıları küresel ısınmadan dolayı yok olma tehlikesindelermiş. Yahu ben onlardan hiç biriyle tanışmadım. Üstelik dinozorlar, mamutlar falan da yok olmuş. Eğer denge meselesi ise onlar o koca gövdeleriyle ortadan kalkınca terazi acayip havaya kalkmıştır da.
    Bir de şu erozyon meselesine gıcık olurum. Erozyonu durdur bakalım ne oluyor. Ova oluşumları nasıl oldu ve nasıl olmaya devam ediyor. Önce bunu Hayrettin amca bana anlatsın sonra erozyonu durdurup durdurmamaya karar verelim.  Sanki dağların doruklarında ekip biçen var da erozyon olunca gariplerim topraklarını kaybediyor, aşağıdakiler karganın ağzından düşen peynir gibi onların topraklarını lüpletiyorlar. Yok be kardeşim yok öyle bir şey.
     Böyle programları da yarı ulusal kanallarda 72 milyon kişi izlemiyor ha. Konuşmacıların iddiası doğru değil. Acunu, Ali kaptanı, Muhteşem yüzyılı izleyenleri çıkarırsanız geriye 69 milyon falan kalır.
Sevgiler sunuyorum. 

2 yorum:

  1. yuh be kardeşim, cahillik olurda bu kadar da mı olur? utanmadan bir de orman mühendisi olduğunu yazmış

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet benim de senin de ne kadar cahil olduğumuz açık. ne yapalım bu ülkede cehaletin eğitimi yapılıyor sadece

      Sil