14 Mayıs 2014 Çarşamba

GELİNCİK VE GELİNLİK



         Bu çiçeğe neden gelincik dendiğini merak eder dururdum,
         Ya onun incecik bedeni üzerinde süzülüşündendir ya da genelde boynu bükük olmasındandır diye hüküm verdiğim de olmuştur. Bunları sadece bir gelincik çiçeği ya da tarlası gördüğüm kısa anlarda düşünmüş olduğumu sanıyorum.
         Bir gün Anadolu'nun bir kasabasından geçerken rastladığım bir gelin alayı birden jetonumun düşmesine neden oldu. Anadolu'da gelinler kırmızı giyiyor olmalıydılar.
        Nisan ayında bir gelincik fotoğrafı çekince bunu araştırıp yazmaya karar verdim.
        Gelinliğin eski Mısır'da Çin'de ve Hindistan'da giyilmeye başlamış olduğu bazı kaynaklarda geçiyor.
        Türklerin bu geleneğe katıldığı ama renk konusunu gelenekleştirdikleri ve Kırmızıyı seçtikleri anlatılıyor.
       Gelinlik yapamayacak kadar yoksul kesimlerde ise en azından  mutlaka başa Kırmızı bir duvak takılma adetinin varlığı anlatılıyor. Batıya da gelinlik giyme adetinin Türklerden geçtiği iddiası yer almış. Bu günkü beyaz gelinlik modası ise Kraliçe Victoria'nın ilk defa beyaz bir gelinlik ve uzun bir duvak yaptırması ile Avrupa'da yön değiştirmiş. Artık gelinlik rengi beyazda sabitlenmiş
      II Abdülhamit'in kızı Naime Sultan Kemalettin paşa ile evleneceği zaman Avrupa'da gördüğü beyaz gelinliği ısmarlayarak ilk defa Osmanlıda beyaz gelinlik modasını başlatmış oluyor.
       Modacılar beyaz gelinliğe bir takım anlamlar yükleyerek bir sektörün sağlam temellerini oluşturma gayreti ile beyazı saflık, temizlik (el değmemişlik= bakirelik) olarak tanıtmışlardır. Türk gelenekleri Anadolu'da yavaş yavaş terk edilip beyaza geçilmiş olsa da kırsalda hala kırmızı gelinlik kullanılıyor. Kentsel yaşamda ise sadece gelinin beline dolanan bir kırmızı kurdele ile bu gelenek son direncini gösteriyor.
      Gelincik çiçeğinin neden bu adı taşıdığı da böylece çözülmüş oluyor benim zihnimde.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder