Jüpiter ve 1610 yılında ilk kez görülen uyduları hala dönüyor ama daha 59 uydusu daha var.
Güneş
sistemimizin en büyük gezegeni Jüpiter, Güneşe uzaklık bakımında 5. Sıradadır. Büyük
ölçüde hidrojenden oluşmuş bir gaz gezegendir. Çapı yaklaşık 140.000 km (11,3
Dünya çapı) Kütlesi ise bir gaz gezegen olduğu için Dünyanın sadece 318
katıdır. Jüpiterin bir günü yaklaşık 10 saattir. Bir Jüpiter yılı 12 dünya
yılına eşittir. Galileo kendi yaptığı
teleskopla 4 uydusunu izlemiş ve bunların turlarını hesaplamıştır. Bu dört
uyduya “Io, Ganimede, Europa, Callisto” adlarını vermiştir. Galileo bu keşfi
1610 yılında yaptı. 1970 yılına kadar 9 uydu daha modern teleskoplarla keşfedildi.
Voyager uzay sondasıyla uydularının sayısının 63 olduğu ve çok silik bir
halkasının varlığı keşfedildi. Benim çektiğim Jüpiter ve uydularının
fotoğrafları 1610 yılındakinden daha ileri değil. Sadece o zaman fotoğraf icat
edilmediği için benim üzerine koyabildiğim sadece fotoğrafını çekebilmek. Yoksa
daha 59 tane benim göremediğim uydu var.
Bir şey daha
var Galileo benden daha şanslıydı. Bu günlerde belki de bu yıllarda Jüpiter
dünyadan en uzak zamanlarını yaşıyor. Daha yakın olduğu zamanlar benim
teleskopumla bile görülecek kırmızı fırtına gözünü o görmüştü ve o fırtına 400
yıldır gözleniyor ve duracak gibi de görünmüyor. İnsanlık bir gün dünyayı yok
edeceğini o kadar iyi biliyordu ki. Bu ev yıkılınca nereye yerleşeyim diye
diğer gezegenlere gözünü dikmişti. Önce Venüs fos çıktı. Ardından Jüpiter ve
Mars, başka güneş sistemlerine zayıf ümitlerimizi bağlamıştık ama oraya gitmek
daha da büyük sorun. Şimdi dünyayı yani evimizi restore etmenin çarelerini
düşünür olduk. Rezidansları dolaşıp
gücünün asla yetmeyeceğini anlayan kadın gibi “Evim gibisi yok sadece bir
badana bir de koltukların yüzünü değiştirirsem bana yeter” diyerek elindekiyle
yetinmek zorunda kalan dünyalılarız biz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder