Piramitlerin
hiçbir gizemi olmadığını yazmıştım. Takipçilerimden bazı eleştirel sorular
aldım. Tabii bu soruları ve eleştirileri, bloggerde üye olmadıkları için
görünemiyor. O yüzden e-posta adresime göndermişler. Teşekkür ediyorum.
Bunlardan
biri nasıl olup da kusursuz bir şekilde o devasa yapıları kuzey- güney ve
dolaylı olarak doğu- batı doğrultusuna yerleştirdikleri diğeri de Karnak'taki
tapınaklarda sadece gündönümünde aydınlanan koridor ucundaki kutsal heykelin
nasıl ileri teknoloji yardımı olmadan hesaplanabildiği. Bir de büyük
piramitteki güneye bakan hava kanalının sirius yıldızını gösterdiği.
Son sorudan
başlayayım. O hava bacası denen galerinin her zaman siriusu veya başka bir
yıldızı göstermesi bir aldatmacadan başka bir şey değil. Astronomiden biraz
anlayan herkes öyle dar ve uzun bir baca deliğinden bir yıldızın(bu sirius da
olabilir başka bir yıldız da) yılda sadece iki defa görünebileceğini bilir. Dünyanın
ekseni ile yörünge düzlemi arasında
23 derece 26 dakika bir açının olması gökyüzünün her gece birkaç dakikalık
sapma göstermesine neden olduğunu hepimiz biliyoruz.
Eğer sondan
bakarsak pek çok şey bize gizemli ve olağanüstü gelir. Bunun nasıl
yapılabildiğini düşünür dururuz. İşin içinden çıkamayınca da işi uzaylılara
havale eder işin içinden sıyrılırız.
Şimdi bir
senaryo yazalım. Bir adam bir mimar çağırıyor ve diyor ki, “Babam şu tarihte
doğmuş. Falan tarihte de öldü. Ben babamı çok seviyorum o öldükten sonra da çok
zengin oldum. Şimdi babama bir anıt mezar yaptırmak istiyorum. İstediğim şu.
Babamın doğum tarihinde ve sadece o gün güneş doğarken sabah güneşi mezar
taşına doğudaki pencereden, ölüm tarihinde de batıdaki pencereden akşam güneşi
düşsün. Bunun dışında mezar taşına güneş ışığı düşmesin”
Siz mimar
olsanız (ya da bir inşaat kalfası) ne yapar ve nasıl bunu sağlarsınız. 1 yıl da
süreniz olsun. Bunu yaparsınız. Ve haber yayılır. “Falan kişinin anıt mezarı
öyle harika yapılmış ki. Sadece doğum gününde güneş doğarken ve sadece ölüm
gününde güneş batarken mezar taşına güneş ışığı düşüyormuş” tabii bugün için
bunun imkânlı olduğunu biliyoruz. Bir astronom çağırırsınız ve bir bilgisayar
programı yaptırır açıları hesaplatır ve pencereleri doğru yerlere yerleştirir
ve işi teslim edersiniz.
İyi de bu iş 4500 yıl önce yapılmışsa bunu nasıl yorumlarsınız. “O devirde bilgisayar yok
matematik keşfedilmemiş olmalı, eğitim ve zekâ seviyesi bizden çok geri,(!) o
halde bunlar bunu bir uzaylıdan yardım almadan, ya da geleceğe seyahat etmeden (Basit
bir şeyi yapamayanlar geleceğe nasıl gidecek o da başka bir sorun ya neyse) yapamazlar.
Gelsin gizem teorileri. Ama bu her zaman mümkündü ve her zaman da mümkün
olacaktır hem de bütün bugünkü imkanlar olmadan.
İyi de
akıllıca bir taş ustası bunu yapamaz mı? Bence yapar. Adamın mezarı sabit bir
yerde duruyor. Doğum ve ölüm tarihleri belli. Bu belirtilen doğum ve ölüm günlerinde
mezara gelirsin. Hangisi senin işe başlayacağın güne yakınsa örneğin ölüm
tarihi iki ay sonra, doğum tarihi de dört ay sonra ise işe iki ay sonraki ölüm
gününde bir hiza belirler ve güneşin battığı an ışığın nerden geldiğini
işaretlersin. Doğum günü de gelir güneş doğarken güneşin konumunu işaretlersin.
Sonra da anıt mezarın duvarlarını yapar işaretlediğin yerlerde küçük, şık birer
pencere bırakırsın olur biter. İşe ne astronom karışmıştır, ne matematikçiler
ne sinüs ne kosinüs. Ne de uzaylılar.
İstenen gün
ve istenen saate bile böyle basit ve sade bir usulle bunu yapmak son derece
kolaydır. Yeter ki kışın kapalı bir güne denk gelmesin. Ama Mısır söz konusuysa
buluttan korkmaya hiç gerek yoktur.
Efendim
Karnak’taki tapınakta gün dönümünde sadece bir gün güneş ışığı 50 metrelik
koridoru aşıp RA nın heykelini aydınlatıyormuş. Aman ne gizem. 50 değil 150
metre olsa ne gam, yeterki istenen büyüklükteki tapınağı yaptıracak paran
olsun.
Piramitler
kusursuz bir biçimde kuzey güney doğrultusunda yerleştirilmiş. Aman ne zor. Kutup
yıldızının varlığı ve kuzeyi neredeyse kusursuz bir şekilde gösterdiği
insanoğlunun denize ilk açılmasından beri (belki daha eski) biliniyor. Yani
binlerce yıldan beri. Gece çıkar ucunda bir ateş yanan bir sırığı yere
çakarsın. Sonra geriye gider bir sırık daha çakarsın bu ikinci sırık gez, ilk
sırık arpacık, kutup yıdızı da hedef olacak şekilde nişan alırsın. İki sırığı
birleştiren doğru kusursuz kuzeyi gösterir.
Gerisini bir gönye ve iple halletmek çocuk oyuncağıdır.
Her şeyin bir
çözümü vardır. Hiçbir şey gizem değildir. Mısırlılar elbette mükemmel bir
uygarlık yarattı ama onların yaptıkları derin gizler taşımıyor. Unutmayın ki
5000 yılı aşıp günümüze kadar gelebilen resim sanatında bile profilden ileriye
gidememiş ve cepheden resim yapmayı, perspektifi keşfedememişlerdir. Onlara
yardım eden uzaylılar(!) onlara bunu bilmedikleri için mi öğretemediler.
Bu konuda
daha söylenecek çok şey var. İnsan zekâsına haksızlık etmemek lazım. Bizde bir
tabir vardır “Öküz altında buzağı aramak.” Bu bana Geothe’nin ölürken söylediği
“biraz ışık” lafının “adam ölürken bile hala yeni şeyler öğrenmek istediğini
söyledi” diye yorumlanmasını anımsatıyor. Oysa zavallı adam gözleri ölüm
halinde görememeye başlayınca perdeleri kapattıklarını sanıp “biraz ışık”
istemekten başka hiçbir anlam yüklememişti. Işığınız bol olsun.
Hiçbir uygarlığı onu yaratanlardan başkasına mal etmemek gerekir. Bu insan aklına, azmine ve emeğine saygısızlıktır. Ödevini güzelce yapan çocuğa öğretmenin "Bunu baban yapmıştır" demesi ne kadar inciticidir. Onu okuldan ve ödevden ne kadar soğutur...
YanıtlaSilEğer İngilizceniz var ise, youtube'da bölüm olarak bulunan, şu aşağıdaki belgeseli izlemenizi öneririm. Böylece de cahillik taşan yazılar yazmamış olursunuz bu konuda...
SilPyramid code:
http://www.youtube.com/watch?v=Pqy6p-OFfuM
Ayrıca Çin'de de Uygur piramitlerinin olduğunu, ve şimdilerde de Bosna'da Mısır'dakinden çok daha büyük bazı piramitlerin kazılarını yaptıklarını da bilgilerinize sunarım...
Tam tersine sansasyon yaratıp cahillerin sırtından para kazanmak için uydurulmuş efsaneler birçoklarını (umarım buna siz dahil değilsinizdir) heyecanlandırıp harcama yapmaya zorluyordur. Bir şeyin varlığı ve büyüklüğü sadece verilen emeğin büyüklüğünü gösterir. Gizemini değil. Yukardaki yazıyı yazabilmek için kaç cilt kitap okunmuştur tahmin bile edemezsiniz
Sil