26 Ocak 2014 Pazar

vuralınyeri: HEYKEL DÜŞMANLIĞI

vuralınyeri: HEYKEL DÜŞMANLIĞI: Heykeller: Eski Zara 1830-1922 de yaşamış bir din adamı TRT AVAZ kanalında “Suyun öbür tarafı” diye bir program izliyorum. Üsküp ş...

HEYKEL DÜŞMANLIĞI

Heykeller:

Eski Zara 1830-1922 de yaşamış bir din adamı

TRT AVAZ kanalında “Suyun öbür tarafı” diye bir program izliyorum. Üsküp şehrine geldiler. Sunucunun adı “Cambaz”. Suyun öbür tarafından olduğu belli. Oraları biliyor ve iyi de diyalog kuruyor. Benim de baba memleketim olduğu için merakla izliyorum. Sonunda Üsküp Vardar köprüsüne geliyoruz. Halamın çocukları köprüden Vardar’a nasıl atladıklarını anlatırlardı. Elbette bir şehrin binlerce yıl aynı kalacağı düşünülemez. Ama sunucu buraya gelince saçmalamaya başlıyor. Birkaç cümlede bir “Her ne kadar köprünün etrafı heykellerle doldurulmuşsa da…” diye başlayan cümleler sıralıyor. Besbelli ki heykelleri put sayan zihniyetin etkisinde. Sonra da ister istemez bazı heykelleri gösteriyor ve en sonunda da öldürücü cümleyi patlatıyor.
“Buradaki hıristiyanlar da bu heykellere harcanan paraları israf olarak görüyor” gibilerden bir cümle ile kendi kanaatini belgelemiş oluyor.

Gabrova Osmanlıdan bağımsızlığın kazanılmasının 100. yıl anısı
1877-1977 yazıyor.
Kazanlık yolu  Bir Bulgar Düşünürü
Eskizara Mitolojik bir anıt
Kominizmin yüceltildiği dönem

Bulgaristan’ı görmüştüm. Hemen her parkta, hemen hemen her köprünün iki ucunda ve ortasında yüzlerce heykel görmüştüm. Bunlar dönemlerinin sanata bakışını da yansıtıyordu. Mitolojik heykeller vardı, Krallık dönemini yansıtanlar vardı, kominizmi yüceltenler vardı ve Bulgaristanın önemli sanatçılarının toplum önderlerinin heykelleri vardı ve çağdaş sanatın soyut eserleri de vardı ve hiçbir dönem diğerini tu kaka olarak görmemiş ve korumuştu. Bu heykellerin önüne geçip de tapınan kimseye de rastlamamıştım.Emekli olduktan sonra bir ara heykel çalışmaya karar vermiştim. Gerekli malzemeleri edinirken yakın bir dostum bana “Atatürk heykeli mi yapacaksın.” Diye sorarak beni hayretten hayrete düşürmüştü. Bizdeki Heykel sanatı ne yazık ki Atatürk anıtlarından öteye geçememişti. Bizim heykel konusundaki ufkumuz Atatürk ile sınırlıydı demek.Tabii “Ucube” leri , “İçine tükürülecek”leri saymıyorum onların hastalığı belli benim üzüntüm aydınlardan yana. Resim sanatımız bile daha emekleme safhasında ve İslami etkileri yasakları kırabilen kafa çok az.




 

SOFYA'ya adını veren St Sofia heykeli
Hıristiyanlığın yüceltildiği krallık dönemi

Ünlü Sofya Tiyatro ve balesi kuleleri heykellerle donatılmış

Sofya Tiyatro ve balesinden detay

Gabrova Hükumet binasından detay

Gabrova prolaterya dönemi

Plovdiv'de bir heykel

Plovdiv konservatuvarı önünde bir sanatçı heykeli

Sofya sanayi devrimi parkı ve anıtı