24 Kasım 2013 Pazar

Gölcük Saraylı Köyü mimarisi

     2008 yılının Aralık ayında Gölcüğe bağlı SARAYLI Köyü'ne foto safariye gitmişim. Burada ilginç köy evlerinin harap durumlarına bakınca insan düşünmeden edemiyor.
      Neden buraya bu adı vermişler. Neden hemen hemen aynı yaşta olan evleri 100 yaşın üzerinde ve neden birbirine çok benziyor. Neden bizim köy mimarimize benzemiyor.
      Bunları araştırmak için biraz geç kalmış olmakla birlikte yine de bazı sonuçlara vardım. 
     Burada İskender'in sarayı olduğu için bu adı almış. (Oldukça uçuk bir iddia). Topkapı müzesinde İskender Lahdi olarak bilinen lahit bile İskender'e ait değilken Saraylı'daki sarayın İskender'e ait olduğu bir efsane olsa gerek.
     Burada bazı Roma dönemi buluntuları çıkarılmış. Buna inanılır. İzmit Roma ve Bizans'ın önemli bir kenti ve doğuya giden yolların üzerinde bir bölge.
     750 yıllık olduğu ileri sürülen cami meydanındaki çınar. Buna da inanmak oldukça zor. Çınar hızlı büyüyen ve bir süre sonra da ortadan kovuklaşan bir ağaç. Eğer yazılı bir kaynak yoksa 200 yıldan daha eskisini ortaya çıkaracak bilimsel bir yöntemi ben bilmiyorum (malum mesleğimiz orman mühendisliği) 
   Evlerin simetrik yapısı, ortada bulunan balkon ve bunun üzerindeki kırma çatı Türk köy mimarisinde rastlanan bir tarz değil.
   İzmit bilindiği gibi Osmanlının en kozmopolit illerinden biriydi. I.Dünya savaşının yarattığı kargaşa ile Yunanlıların işgaline uğradı ve burada yaşayan gayrimüslümler müslüman halka karşı büyük bir kıyıma kalkıştı. Rum çeteleri köyleri, kenti ve kasabaları kasıp kavurdular. İstiklal savaşının ardından sap da keser de dönünce Rum vatandaşlarımız Yunan ordusu ile birlikte kaçış yolunu tutmak zorunda kaldılar. Öylesine vahşet göstermişlerdi ki Lozanda Mübadele daha konuşulmadan skorun eşitlenmesinden korktukları için Yunanistan'ın yolunu erkenden tutmuşlardı.
   Lozan'ın bilinen ama gözardı edilen bir özelliği de mübadeleyi bizim değil karşıtlarımızın istemiş olmasıdır.
 Bu benim kanaatimdir ki I. dünya savaşından önce Saraylı köyü ağırlıklı olarak Rum köyüydü. Terk ettikleri köye Gölcüğün birçok köyüne olduğu gibi Batum'dan göç eden Müslüman Gürcü'ler yerleştirilmiş olmalıdır.
En kısa zamanda Saraylı köyüne gitmeye ve son durum ile buranın kökenini öğrenmeye çalışacağım. 
Yazının buraya kadar olanını 24/11/2013 yılında yazmışım bundan sonrası yeni yaptığım ilavedir.
  Sevgili dostlar bu gün 2 Ağustos 2017 kurban bayramının ikinci günü. Sevgili arkadaşım Necdet Güler aradı sohbet sırasında bu köyün meydanındaki çınara yaş tayini yapıldığını söyledi. Hem de çok kesin 1224 yaşında olduğu tespit edilmiş köyün çınarının yaşı.                               Kim yapmış bilmiyorum. Necdet bu, durur mu. Hemen bir yazı yazarak bu denli kesin bir bulguya nasıl ulaşıldığını sormuş. Bunu nasıl cevaplamışlar bilmiyorum ama tabelayı 1200 olarak revize etmişler. Şimdilerde ise yaşı yine 750 ye düşürmüşler galiba.
    Bir tarih yaratma çabasını anlayışla karşılayabiliriz ama bunun doğru olması koşuluyla. Yukardaki yazımın ilk halinde de yazdığım gibi bir belgeye dayanmadan 200 yaşın üzerinde bir çınara yaş tayini imkansızdır. Demiryolu caddesindeki çınarların 1889 yılında dikildiğine dair belgeler ve fotoğraflar var ve Sırrı paşa (yanılmıyorsam) tarafından diktirildiği biliniyor ve Saraylı Köyündeki çınar belki biraz daha yaşlıdır hepsi bu. Necdet' in hassasiyeti çok doğru. Birilerinin ahkâm kesmesi ile tarih yaratılamaz. Birileri işte böyle çıkar ve üfürükçüler mosmor kesilir. Elinizde sağlam deliller varsa biz de morarmaya hazırız. Sevgiyle kalın.




4 yorum:

  1. Bu bilgileri nereden aldınız? Yazınızdaki bilgiler yanlış. Her şeyden önce köyde Türkler yaşar, köyün yerlisi yerleşik hayata geçmiş Türkmenler (Oğuzlar). Birçoğunun Osmanlı sarayı ile bağlantısı var ve en önemlisi evler. Ortada paylaştığınız ev ananemin evi, yapımında da Türkler çalışmış. Ayrıca diğer evlerde savaşta İngiliz ve Yunanlılar evlerini yaktığı için çoğu ev İstiklal Harbinden sonra yapılmış. Bence yazınız tarihi yanlışlar içeriyor.

    YanıtlaSil
  2. Osman Bey, imparatorluğunu kurduğunda ilk alınan yerlerden birisi burasıdır. Mezarlığımızda hicri takvime göre 1055 tarihli müslüman bir kadının mezar taşı vardır ki bu 381 seneye tekabül etmektedir. Dolayısı ile burası bir manav köyüdür. Rumlardan kalma bir köy olduğu doğrudur; ancak burada milattan önce de yerleşim vardır; örneğin çarşı merkezi mezarlıktır. Çınar ağacına gelince, orman mühendisiyim diyorsunuz; ama... köyümüzde yaşayan 100 yaşında insan var ve ben bildim bileli bu ağaç böyeydi diyor. Kaldı ki çınar ağaçları ortalama 2000 sene ömürlüdür ve 500 yaşından sonra içini boşaltmaya başlar, ağacın çevresi 14 metredir. Bursa'da Uludağ'a çıkarken solda bir çınar ağacı vardır, 700 yaşında ve içi tamamen doludur bilgilerinize...

    YanıtlaSil
  3. Gülşah Hanım, ben burada tarih dersi vermeye çalışmadım. sadece kanaatlerimi yazdım. açıklamalarınız elbette doğru olabilir. Size izmitin Demiryolu caddesindeki devasa çınarların 1917 yılında dikimiş olduğunu biliyor musunuz. Elbette çınarlar hatta pek çok ağaç binlerce yıl yaşar ama bunun tarihsel veya dendrolojik olarak kanıtlanması gerekir. 100 yıl yaşamış insanlar 200 yaşındaki bir çınarın yaş tanığı olamaz. yine de ilginiz ve açıklamalarınız için teşekkürler. gerçekler tartışmalarla ve belgelerin ortaya konması ile ortaya çıkar. Benim ve sizin girişimleriniz buna yardımcı olabilir teşekkürler ediyorum.

    YanıtlaSil
  4. Daha derin bir araştırma ile Demiryolu caddesindeki çınarların 1889 yılında Sırrı Paşa tarafından dikildiği bilgisine ulaştım. ancak fikirlerimi bu küçük bilginin dışında değiştirecek herhangi bir bilgi olmadığı gibi Gülşah hanımın ikinci yorumunda "Buranın rumlarda kalma bir köy olduğu doğrudur" sözü de bir çelişkidir.

    YanıtlaSil