2 Ekim 2013 Çarşamba

RESME GÖNÜL VERMİŞ BİR DENİZCİ ERDAL ÖZYURT


Ekim ayı İzmit'te sanat dünyasının kalbinin atmaya başladığı aydır. Müzik koroları bu aya girilirken repertuvarlarını geçmeye başlar, İzmit sanat galerileri bu günlerde sergilere kapılarını açar. Çalışacak yer peşinde olan sanatçılar ve sanatçı adayları bu günlerde kendilerine yer verebilecek yetkililerin kapılarını aşındırmaya başlar. Ve bu aylarda resmi kuruluşlar sanata olan eğilimle orantılı olarak kurslar, organizasyonlar ve eğitim seferberliği etkinlikleri düzenlemelerini hayata geçirirler. Okulların açılmasına paralel bir devinimdir bu. Çocuklar okula ana babalar etkinliklere.
        İşte bu yeni sanat sezonunun ilk sergisini İzmit Sanat Galerisinde izleme fırsatı bulduk. Kadim dostumuz Erdal Özyurt’un kişisel resim sergisi.

     İzmit Belediye başkanı Dr. Nevzat Doğan’ın katkıları ve açılışta hazır bulunmasıyla sanata ne kadar değer verdiğini görerek mutlu olduğumuz sergi, izlenmeye değer kişisel sergilerdendi.
Erdal Özyurt deniz astsubayı emeklisidir. Hayatını zor veya kolay şartlarda çalışarak geçiren pek çok insan ne yazık ki emekliliğe hazırlık yapmayı düşünmüyor. Emeklilik kapıya dayandığında ise büyük bir boşluğa düşmüş gibi hayattan elini eteğini çekip bunalıma giriyor.
                  1999Gölcük depremi Erdal Özyurt’un hayata bakış açısında önemli bir değişime neden oluyor ve resim yapmaya karar veriyor. Bu ikinci mesleğine Denizciliğe verdiği önem kadar önem veriyor ve ders almaya başlıyor. Tabii yıllar içinde hem resim yeteneği hem kültürü hem de resimleri birikiyor ve katıldığı birçok karma sergi ona yetmemeye başlıyor ve kişisel sergisi işte karşımızda.
    Kırkbir tablonun sergilendiği galeriyi Dr. Nevzat Doğan’la birlikte geziyoruz. Başkanın resimden derinlemesine anladığına şahit oluyoruz.
     Erdal Özyurt’un sergisinden benim anladıklarıma gelince, Ders aldığı her hocanın sistemine ve tarzına uygun birer ikişer resmin varlığına şaşmamak gerek zira bu sergi kişisel gelişimini yansıtan her dönemi kapsayan bir sergi, Kolaj, soyut, klasik, natürmort atölye çalışmalarının ardından kişiliğini bulduğunu ve “artık bu benim tarzım” diyebileceği resimler başlıyor ve resimler olgunlaşıyor. 
Sergide şunu görebiliyoruz, Erdal Özyurt bir tabiat, bir açık hava ressamıdır. Tabiata yüzünü dönmüş ve belki de insanın tabiatta yaptığı etkiyi protesto etmek için insan resmetmemeye başlamıştır. Oysa Kemancı, Tencerede yemek yapan kadın, Buzkaşi gibi tablolarında insanı da başarılı bir şekilde ifade edebildiğini göstermiş.
         Resmin en güzel tarafı gönlün, duyguların, algıların neyi istiyorsa onu tuvale aktarabilmek değil midir.  İşte Erdal Özyurt da bunu yapmış ve yelkenliyi bile insan unsurunu redderek sonsuzluk hissi verecek şekilde maviliklerin içine yerleştirmede büyük ustalık sergilemiş.
Anı defterine bir şey yazmamayı tercih edişimin sebebi daha serinkanlı ve objektif, anı defteri ile çelişmeyen bir yazıyı kaleme alabilmek içindi. 

        Kadim dostum Erdal Özyurt'u kutluyor başarılarının devamını bekliyorum.


5 yorum:

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bu sergi ve bu blog yayınlanalı 3 yıl olmuş , güçlüifade ve kurgu yeteneğini tekrar idrak ettim .kesinlikle yazmalısın vuralcım. not: sergim esnasında ve daha sonra farkettim ki resme başlama yılı olarak 2011 olarak görünüyor.oysa başlangıç yılım 2001 ...:) şimdi hedefim kısmet olursa suluboya çalışmalarımdan bir kolaj ile sergi yapmak hayırlısı...

      Sil
  2. SEVGİLİ VURAL KARDEŞİME GÜÇLÜ TESBİTLERİ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM.KALEMİN DAİM OLSUN DOSTUM.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazdıklarımda hasis davrandığımın farkındayım. Bir sonraki serginizde eminim çok daha iyi şeyleri hakedeceksiniz. Teşekkürler.

      Sil
    2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil