20 Ocak 2012 Cuma

Taraklı Evleri

    Sevgili dostlarım. Bu gün sizinle Taraklıya gideceğiz. Ben birkaç defa gittim ama her defasında çok kısa zamana sığdırılmaya çalışılan görevler içindi. Ya oradan geçiyorduk ya da orada birileriyle temas ediyorduk. O kadar hızlı geçişlerdi ki bunlar. Hani araba kullanırken manzarayı seyredemezsiniz buna hayıflanırsınız ama bakarsınız ki yanınızda oturan arkadaşınız horul horul uyuyor. Dersiniz ki "vay be hiç değilse ben görebiliyorum" bu replik yabancı gelmedi değil mi Muhteren Nur falan...
  Neyse ki sonunda emekli olup da tatile çıkan postacıya dönünce "Yahu şu gitiğimiz ama göremediğimiz yerleri bir de görmek için gidelim" diyerek Handanı ve Tülini de alarak bir plan dahilinde zaten aşık olduğumuz ülkemizin yollarına düştük. Bunlardan biri de Taraklı idi.
  Taraklı Sakaryanun bir ilçesi. Tabelasında 5100 kişilik nufus olduğu yazılı ama sakın inanmayın. Ben Türkiye'mi karış karış dolaştım. Ne hikmetse bu tabelalar hep .... 5100 - 10200 gibi net bir sayının yanına küsuratla inandırıcı olsun diye 100 veya 200 sayısı eklenmiş nüfus bilgileridir.
    Nufus taş çatlasa 2000 -2500 kişidir ama 5100 yazar. Başka bir yer kedilerle beraber 4000-4500 kişidir de 10200 yazar tabelasında. Nasreddin Hocanın dediği gibi inanmazsan say. Ama aynı hoca, karısı ciğeri arkadaşlarına ikram edip de "Kedi yedi" dediğinde de, "ulan bu kedi 1.5 okka çekiyor. Bu kedi ise 1.5 okka çeken ciğer nerde. Yok bu ciğerse kedi nerde." dediği gibi, kasabayı bir baştan bir başa 5 dakikada yürü, ana yola çapraz 3 dakikada yürü (bayır olmasa 1.5 dakika sürecek ya neyse. ama nüfusu 5100 olsun. Olacak iş değil. Her neyse canım bunda şaşacak ne var %2 lik zamma daha 4 ay varken bir gecede milli gelirden payımıza düşen 3000 dolar birden artmadı mı. Burası da sayım günü 2000-2500 kişi artmış ne var bunda. Anormal mi?
   Tarihi bu günmüş gibi hatırlıyorum (buna sakın inanmayın fotoğraf karelerindeki kayıttan öğrendim yoksa yılını bile hatırlayamam) 12 Aralık 2008 Cuma saat 15.05 de ilk fotoğrafı çekmişim.
   Bir an birbirimize bakıyor ve bu 5100 kişinin 100 kişisi burda da 5000 kişi nerde der gibi bakışıyoruz. Neyse adamlar belki de Cumadan tatile çıkmışlardır nerden bilelim.
   Evleri görünce biz adamları falan boş verip başlıyoruz sokak sokak dolaşmaya. Osmanlı mimarisi buraya damgasını tam vurmuş. Hemen Belediyenin düzenleyip yaşattığı tarihi konağa yöneldik. Burası bir Etnoğrafya müzesi adeta. Kasabanın bir de maketi var.
  Kültür Bakanlığı büyük ölçüde restorasyon çalışmaları başlatmış. Buradan çok eser, yeniden daha şimdiden kazanılmış. Henüz tekrar gidemedim ama TTNET reklamlarından gördüğüm MÜMKÜNLÜ -ki burasının Taraklı olduğunu herkes biliyor- bu restorasyon bayağı ilerlemiş olduğunu anlatıyor.
    Restore edilmemiş evlerin çoğu büyük bir sessizlik içinde, bir kısmında hala oturuluyor ama belli ki yoksulluktan.
  Sokaklarda Aralık ayının soğukluğu hissediliyor.
Dükkanların çoğu kapalı, Takvime bir daha baktım acaba 12 aralık 2008 tatil mi diye ama değil Cumaya denk geliyor.
   Bizim hanım çok tedbirlidir. İyi ki de öyle olmuş yoksa burada açlıktan bir hal olurduk. Yemek yerine onun hazırladığı ekmek arası birşeyleri atıştırdık.
   Esnaf nerede ki diye aranırken bir ayakkabı tamircisinin açık olduğunu görüp hemen daldım.

   İçerde kimse yok. Tam çıkacağım, yüzmetreci hızıyla bir delikanlı koşarak kendini içeriye atıverdi. Anlaşılan bizi yağlı bir müşteri sanmıştı. Durumu kavrayınca "Iıııh bunlar da yarım saatlik turistlermiş" diye hayal kırıklığı yaşayarak yine de ricamı kırmayıp köşker makinesinin başına geçip zoraki bir poz verdi.

  Tabii ki teşekkür ederek oradan ayrıldık.
  Esnafın en şanslı olanı otantik dokumalar satan bir amcaydı.
  Birkaç parça el dokumasını alarak Taraklının turizm sektörüne katkıda bulunduk. (sol alt köşedeki kumaşlardan)

  Adamcağız almadan kaçarız diye önce bir fiyat söyledi sonra da
  "Sizin için haydi şu kadarını almayayım" diye de ikramda bulundu. Zaten fiyat öyle düşüktü ki biz bu indirim lafını duymazdan geldik ve ilk söylediği fiyattan ödeme yaptık.

   Az sonra adam bize yetişip "Amca fazla vermişsin al paranın üstünü" diye diretmez mi. İşte Anadolu ve Taraklı insanının Turizmden kazanç şekli bu. Hemen aklıma Batıdaki turizm merkezleri geldi.
 
Bırak almayı, fiyatı sormaya bile korkarsın. Hele hele bir de eline alıp yakından görmeye kalktın mı yandın. Sanki turistik eşyasının namusunu kirletmişsin de artık almak zorundasın. Gerisi zaten başlık parasıdır.
    Adamın bana bakıp da "Amca" dediğine inanıp 30-40 yaşında olduğunu sanmayın. Bilirsiniz saçı ağarıp da benim gibi o gün sadece 64 yaşında olan biri buna çok bozulur. Gerçi ben alıştım artık ama yine de kuşkulanarak adama yaşını sordum Handan şahidimdir 76 demez mi. Eh pes artık.
İki şerefeli modern cami ve kapalı dükkanların dekor olduğu, güzel döşenmiş kaldırımlarında yürüyen bizim takım

Bu köyleri kuranlar ne düşündü bilmiyorum ama dağlara öyle bir yaslanmışlar ki kiminnde sabah, kiminde de akşam erken bastırıyor. Saat daha 16 olmadan gölgelere esir olmaya başlayan köy içimi yakmak üzereyken aklıma TV denen bir aletin varlığı geldi de teselli buldum.


Orada bir köy var yakında, o köy hepimizin. Kahvesinde oturun. Daha siz ağzınızı açmadan kahveci çayınızı önüne koyarken yan masadan biri "hoş geldin, afiyet olsun" diyecek ve çayın onun  tarafından ikram edildiğini göreceksiniz.
Yurdumu ve insanlarını çok ama çok seviyorum. 
Batıya dönmüş güneşin batmasına daha çok var ama tepelerin gölgesi gündüzü zorlayıp duruyor. "Öteye git öteye git" diye


   Taraklı elbette çok güzel ve defalarca görülmeye değer. Şimdi koyduğum foroğraflara doya doya bakın. Ama Geyveden çıkıp da Taraklıya saptığınızdan itibaren yolda göreceklerinizi, mutlaka zaman
zaman durup arabanızdan inerek seyretmeli ve çekim yapmalısınız. Tablo gibi dağlar, yamaçlar ve bunların arasında inzivaya çekilmiş gibi duran minicik köyler ve bu köylerin dünyaya biz burdayız dercesine yükselen bembeyaz minareleri. Haydiyin hemen en yakın ama görmeyi aklımıza getirmediğimiz bir kasabaya. Sakın korkmayın en güzel fotoğraflar bulutlu havalarda çekilir. Sevgiler sunuyorum.

2 yorum:

  1. Çok keyifli bir yazı olmuş, ellerine sağlık babacım. Ağzımı da sulandırdın, köy kahvesine kurulup çay içesim geldi :)

    YanıtlaSil
  2. 2019 yılının 5 Aralık günü bambaşka bir Taraklı bulduk.restotasyon büyük ölçüde tamamlanmış. Yavaş kent olması devam ediyor. Sabah 9.30 da hala hiç bir yer açılmamıştı
    Müze konak ise hiç açılmadı

    YanıtlaSil